Değerli Basın Mensupları
24 Nisan Tarihini sözde Ermeni
Soykırımı anma vesilesi olarak açıklamada bulunan dahili ve harici bedhahlara
karşı , tekraren ve bir kez daha cevap hakkımızı kullanmak ve necip Türk
milletini müdafaa etmek istiyoruz.
30 Ocak - 1 Şubat 2020 tarihleri arasında, Barolar Birliği Toplantı
Salonunda gerçekleştirilen Ermeni Meselesi ve Hukuki Boyutları Çalıştayı’nın
sonuç bildirisini basın ve kamuoyunun
dikkatlerine yeniden arz ediyoruz.
Yüzyıllarca topraklarımızda barış içinde yaşayan Ermeniler 1890’dan 1896’ya kadar devam eden isyan sürecinde,
propaganda gücüyle Batı kamuoyunu Osmanlı Devleti’nin aleyhine kışkırtmışlar,
kendilerinin yol açtığı vahşete karşı devletin uygulamış olduğu yöntemleri
manüpüle ederek ve zalimane bir şekilde göstererek kendilerini mazlum ve mağdur
gibi lanse etmişler, bu güne kadar algı ve propaganda üstünlüklerini de
maalesef başarılı bir biçimde sürdürmüşlerdir.
Bu üstünlükleri ile sürekli mevzi kazanan
Ermeni diasporası bir çok devletin sözde Ermeni soykırımı iddiasını kabul
etmesini sağlamışlardır. İddialarını savunurken “soykırım”, “sürgün” gibi
kavramları kabul ettiren diaspora, ne yazık ki ülkemiz ve milletimiz üzerinde
de etkili olmuş gözükmektedir.
Van' da kanlı bir ayaklanma düzenleyen Ermeni
çeteleri, şehrin Türk nüfusunu neredeyse tamamen katleden Ermeniler’in
bunu unutturmuş ve kendilerine karşı bir sözde soykırım yapıldığına dünyanın
ekseriyetini ikna etmiş olmaları acıdır.
Ama daha acı olan, Türk Milletinin bu güne
kadar politik tercihleri birbirinden çok farklı olanlar dahil, soykırım
suçlamalarını topyekun olarak reddetmiş, bu suçlamaya, milletine yapılan
bir iftira olarak bakmış olmasına karşın günümüzde bu reddin yerini mahcup bir
kabullenmeye bırakmasıdır.
2005 Eylülünde Bilgi Üniversitesi'nde
gerçekleştirilen OSMANLI ERMENİLERİ VE BİLİMSEL SORUMLULUK KONFERANSI, akademik
alanda ve medyada bu hedefe ulaşmanın ilk aşaması olmuştur.
Bilgi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve
Sabancı Üniversitesi Rektörlerinin açış konuşmaları dahil, yapılan oturumlarda
Ermeniler Mazlum, Türkler zalim gösterilmiş, 1915'te Ermeni soykırımı yapıldığı
dile getirilmiştir.
24 Nisan’ı Ermeni Soykırımını Anma Günü ilan
edenler, 2019 yılında İstanbul’da bu anmanın gerçekleşeceğini hesap etmişler
midir bilmiyoruz ama bu derin ihanetin, mankurtlaşmanın yaşandığını biliyoruz.
Haydi ihanet demeyelim ama gaflet
cephesinde durum bu iken, milli duyarlığa sahip olan kesimin bile bir kafa
karışıklığı, kavram uyuşmazlığı olduğu da ortadadır.
Örneğin, hepimizin
sürekli telaffuz ettiği ve beylik tabirle kullanılan “tehcir”, kavramını
zikredebiliriz. Oysa Osmanlı devleti meşru bir süreçte, Meclis-i Vükela kararı
olarak çıkartılan “Sevk ve İskân Kanunu” ile bu işin adını “sevk ve iskan”
olarak koymuştur.
Sevk ve İskan kavram olarak da süreç olarak da hukukidir.
1915 yılının 27 Mayıs’ında kabul edilen bu
kanun neticesinde bir yerden başka bir yere, ama başka bir ülkeye değil,
Osmanlı Devleti ülkesinin bir noktasından yine başka bir noktasına nakillerini
ön gören bir kanuni düzenleme görmekteyiz. Dönemin olağanüstü şartları, Kafkas
Cephesinin çökmüş ve ordunun dağılmış olmasından istifade eden Ermeni
paramiliter örgütlerinin cephe gerisindeki masum insanları rahatsız etmesi, katliamlara
girişmesi bu kanunu ve düzenlemeyi mecbur kılmıştır. Olağanüstü koşullara
rağmen, hukuk sınırları içinde kalan, meclis onayı ile düzenleme yapmaya gayret
eden, şartların elverdiği ölçüde alınabilecek tüm tedbirleri alan Osmanlı
Devleti kendi yüzyılında başka devletlerin riayet etmediği hak ve hukuka riayet
etmiş, etmeye çalışmıştır.
Dış mihrakların yoğun biçimde üzerimize
geldiği bu günlerde, Ermeni meselesinin hukuki yönü, alınan tedbirlerin
hukukiliğinin ve parlamenter sistem içinde çözülmeye çalışılmasının altını
çizmek üzere bir çalıştay düzenlenmesinin, Yargının unsuru olan avukatların
meslek örgütü olan Afyonkarahisar Barosu tarafından organize edilmesi çok
önemliydi. Tarihe not düşen bu önemli çalıştayın Avukatlık mesleğinin çatı
örgütü olan TBB tesislerinde gerçekleşmesi, ve TBB Yönetiminin iştiraki de bir
o kadar önemli ve semboliktir.
Ermeni meselesindeki haklılığımızı, hukuk
sınırları içinde kalmak gayretimizi daha iyi anlatabilmek için çözüm ve
önerilerin belirlendiği bu çalıştayın sonuç bildirisini başta aziz milletimizin,
basınımızın, dünya kamuoyu ve basınının dikkatine arz ediyoruz.
Saygılarımızla arz ederiz.
Afyonkarahisar Barosu
Adına Av.Turgay ŞAHİN
Baro Başkanı
AFYONKARAHİSAR BAROSU: ERMENİ
MESELESİ ve HUKUKİ BOYUTLARI ÇALIŞTAYI [30-31 OCAK -1 ŞUBAT 2020] SONUÇ
BİLDİRİSİ