SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI
Tarih: 25.04.2022| Okunma Sayısı: 986

Değerli Basın Mensupları

            24 Nisan Tarihini sözde Ermeni Soykırımı anma vesilesi olarak açıklamada bulunan dahili ve harici bedhahlara karşı , tekraren ve bir kez daha cevap hakkımızı kullanmak ve necip Türk milletini müdafaa etmek istiyoruz.

30 Ocak - 1 Şubat 2020 tarihleri arasında, Barolar Birliği Toplantı Salonunda gerçekleştirilen Ermeni Meselesi ve Hukuki Boyutları Çalıştayı’nın sonuç bildirisini  basın ve kamuoyunun dikkatlerine yeniden arz ediyoruz.

 

Yüzyıllarca topraklarımızda barış içinde yaşayan Ermeniler 1890’dan 1896’ya kadar devam eden isyan sürecinde, propaganda gücüyle Batı kamuoyunu Osmanlı Devleti’nin aleyhine kışkırtmışlar, kendilerinin yol açtığı vahşete karşı devletin uygulamış olduğu yöntemleri manüpüle ederek ve zalimane bir şekilde göstererek kendilerini mazlum ve mağdur gibi lanse etmişler, bu güne kadar algı ve propaganda üstünlüklerini de maalesef başarılı bir biçimde sürdürmüşlerdir.

Bu üstünlükleri ile sürekli mevzi kazanan Ermeni diasporası bir çok devletin sözde Ermeni soykırımı iddiasını kabul etmesini sağlamışlardır. İddialarını savunurken “soykırım”, “sürgün” gibi kavramları kabul ettiren diaspora, ne yazık ki ülkemiz ve milletimiz üzerinde de etkili olmuş gözükmektedir.

Van' da kanlı bir ayaklanma düzenleyen Ermeni çeteleri, şehrin Türk nüfusunu neredeyse tamamen  katleden Ermeniler’in bunu unutturmuş ve kendilerine karşı bir sözde soykırım yapıldığına dünyanın ekseriyetini ikna etmiş olmaları acıdır.

 

Ama daha acı olan, Türk Milletinin  bu güne kadar politik tercihleri birbirinden çok farklı olanlar dahil, soykırım suçlamalarını topyekun olarak  reddetmiş, bu suçlamaya, milletine yapılan bir iftira olarak bakmış olmasına karşın günümüzde bu reddin yerini mahcup bir kabullenmeye bırakmasıdır.

 

2005 Eylülünde Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen OSMANLI ERMENİLERİ VE BİLİMSEL SORUMLULUK KONFERANSI, akademik alanda ve medyada bu hedefe ulaşmanın ilk aşaması olmuştur.  

 

 

 

Bilgi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi Rektörlerinin açış konuşmaları dahil, yapılan oturumlarda Ermeniler Mazlum, Türkler zalim gösterilmiş, 1915'te Ermeni soykırımı yapıldığı dile getirilmiştir.

24 Nisan’ı Ermeni Soykırımını Anma Günü ilan edenler, 2019 yılında İstanbul’da bu anmanın gerçekleşeceğini hesap etmişler midir bilmiyoruz ama bu derin ihanetin, mankurtlaşmanın yaşandığını biliyoruz.

           

            Haydi ihanet demeyelim ama gaflet cephesinde durum bu iken, milli duyarlığa sahip olan kesimin bile bir kafa karışıklığı, kavram uyuşmazlığı olduğu da ortadadır.

 

            Örneğin, hepimizin sürekli telaffuz ettiği ve beylik tabirle kullanılan “tehcir”, kavramını zikredebiliriz. Oysa Osmanlı devleti meşru bir süreçte, Meclis-i Vükela kararı olarak çıkartılan “Sevk ve İskân Kanunu” ile bu işin adını “sevk ve iskan” olarak koymuştur.

 

Sevk ve İskan kavram olarak da süreç olarak da hukukidir.

 

1915 yılının 27 Mayıs’ında kabul edilen bu kanun neticesinde bir yerden başka bir yere, ama başka bir ülkeye değil, Osmanlı Devleti ülkesinin bir noktasından yine başka bir noktasına nakillerini ön gören bir kanuni düzenleme görmekteyiz. Dönemin olağanüstü şartları, Kafkas Cephesinin çökmüş ve ordunun dağılmış olmasından istifade eden Ermeni paramiliter örgütlerinin cephe gerisindeki masum insanları rahatsız etmesi, katliamlara girişmesi bu kanunu ve düzenlemeyi mecbur kılmıştır. Olağanüstü koşullara rağmen, hukuk sınırları içinde kalan, meclis onayı ile düzenleme yapmaya gayret eden, şartların elverdiği ölçüde alınabilecek tüm tedbirleri alan Osmanlı Devleti kendi yüzyılında başka devletlerin riayet etmediği hak ve hukuka riayet etmiş, etmeye çalışmıştır.

 

 

 

Dış mihrakların yoğun biçimde üzerimize geldiği bu günlerde, Ermeni meselesinin hukuki yönü, alınan tedbirlerin hukukiliğinin ve parlamenter sistem içinde çözülmeye çalışılmasının altını çizmek üzere bir çalıştay düzenlenmesinin, Yargının unsuru olan avukatların meslek örgütü olan Afyonkarahisar Barosu tarafından organize edilmesi çok önemliydi. Tarihe not düşen bu önemli çalıştayın Avukatlık mesleğinin çatı örgütü olan TBB tesislerinde gerçekleşmesi, ve TBB Yönetiminin iştiraki de bir o kadar önemli ve semboliktir.

Ermeni meselesindeki haklılığımızı, hukuk sınırları içinde kalmak gayretimizi daha iyi anlatabilmek için çözüm ve önerilerin belirlendiği bu çalıştayın sonuç bildirisini başta aziz milletimizin, basınımızın, dünya kamuoyu ve basınının dikkatine arz ediyoruz.

 

Saygılarımızla arz ederiz.

 

Afyonkarahisar Barosu

Adına Av.Turgay ŞAHİN

Baro Başkanı

 

 

 

AFYONKARAHİSAR BAROSU: ERMENİ MESELESİ ve HUKUKİ BOYUTLARI ÇALIŞTAYI [30-31 OCAK -1 ŞUBAT 2020] SONUÇ BİLDİRİSİ

 

 

20.04.2024
AV. TURGAY ŞAHİN
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.