DARBELER ve MUHTIRALAR DEVRİ KAPANMIŞTIR. SON DARBECİLERİN SEFİL GÖRÜNTÜLERİ HALA  CANLI BİR ŞEKİLDE HATIRLANMAKTADIR

Ordu mensuplarının kaleme alıp yayınladıkları bildiriye MUHTIRA denir ve Muhtıra yakın tarihimizden bildiğimiz gibi darbe tehdidiyahut bizzat darbenin habercisidir. Bir “muhtıra’nın içeriği analiz edilip, bu cümlesi doğru, şu cümlesi haklı diye değerlendirilemez. Nitekim 15 Temmuz Yurtta Sulh Konseyi bildirisinde de “vatanın bölünmez bütünlüğü, Hukuk Devleti,Milli Güvenlik, temel evrensel insan hakları” kavramları öne çıkarılmıştı. 15 Temmuz darbesinin bu kavramların arkasına saklanarak bu kavramların bizzat kendilerine karşı bir suikast hareketi olması gibi 103 emekli askerin bildirisi de metinde geçen kavram ve hassasiyetleri ortadan kaldırmak üzere bir kalkışma girişimi,  bir muhtıra metnidir.

Bu muhtıracıların derdi, Montrö Sözleşmesi kazanımlarını korumak değildir. Aksine bu bildiri ile kendileri bir tartışma konusu yaratmışlar ve ülkemizi birlik ve beraberlikten uzak bir imajla tanıtarak müstevlilere cesaret vermişlerdir. Bu ülkenin  şu veya bu projesi emekli askerlerin karar vereceği bir şey değildir. Siyaset bu işi için vardır ve konu siyaseten değerlendirilmekte ve meşru kanallardan tartışılabilmektedir.

Nato’nun kuruluş yıldönümünde yayınlanması manidar olan bu muhtıra vatanımızın içinde, milletimize kasteden Natocu ve Amerikancı damarın bir kez daha ben buradayım dediği açık bir darbe girişimidir.Nitekim imza sahiplerinden birisinin ABD'nin en önemli Neocon Kuruluşu CFR'nin Türkiye Şubesinin 'Global İlişkiler Forumu' üyesi, bir diğerinin CFR'nin partneri WINEP'in eski uzmanlarından nümlo bir darbecinin sözcüsü olması dikkat çekicidir… Muhtıranın  CFR/AIPAC/JINSA,WINEP çalışması olduğu ilk bakışta görülmektedir

Vatansever insanlar duyarlılıklarını açıklayabilir, bunun için yasal yollardan (dernek,vakıfvb) örgütlenebilir, siyasi partiler vasıtası ile bunların mücadelesini verebilirler ama emekli general kimliğiyle, topluca ve tehditkâr ifadelerle muhtıra kaleme alamazlar!!! Bu açıklamaları demokrasinin gereği ve sonucu değil bizatihi demokrasiye saldırı niteliğindedir.

Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de, Irak'ta, Karabağ'da fiili mücadelede eden bir ülkeyi ve orduyu arkasından vuran ve sonra da Atatürk'ün sözünü istismar ederek iç cephenin bütünlüğü mühimdir diyen emekli askerlerle Rand Corporation gibi kuruluşların gurur duyduklarından zerrece şüphe duymuyoruz.

İfade özgürlüğü gibi masum kavramlarla perdelenemeyecek kadar açık bir kasıt taşıyan muhtıra hakkında derhal gereği yapılmalıdır.Muhtıraya imza atan 103 emekli askerin  bütün askeri yerlere, askeri sosyal tesislere, güvenlik ve istihbarat kurumlarına girişi Milli Savunma Bakanlığı talimatıyla derhal yasaklanmalıdır.

Demokrasimizin ve Anayasal düzenimizin korunması öncelikli meselemiz olmalı, renkli devrimler dahil her türlü darbe veya kargaşa planlayıcısı şer odakları ile anladıkları dilden mücadele edilmelidir

Av.Turgay ŞAHİN

Afyonkarahisar Baro Başkanı